D vitamini bu dönem adını sıkça duyduğumuz hayatımızda önemli yere sahip bir vitamin aynı zamanda steroidal yapısı ile hormon olarak sınıflandırılmaktadır. Yağda eriyen D vitaminin fazlası yağ dokuda ve karaciğerde depolanabilmektedir. D2 ve D3 olmak üzere iki ayrı formu bulunur. İhtiyaç duyduğumuz D vitamini miktarını güneş ışınları sayesinde sentezleriz bunun yanı sıra besinler ve takviye gıdalar ile de alabilir ve vücudumuzda aktif formuna( kalsitrole) çevirebiliriz. Bitkisel kaynaklar ve mantarlar D2 vitamini;hayvansal kaynaklar D3 vitamini alabileceğimiz yerlerdir.
Başlıca :
Vücudumuz için D vitamininin bir çok faydası bulunur. Bunlar arasında bildiğimiz en temel özelliği kalsiyum, fosfor düzeyimizi ve kemik yapımızı korumasıdır. Eksikliğinde bu denge bozulabilir ve önemli hastalıkların oluşmasına neden olur. Osteomalazi (kemik sertliğinin ve dayanıklılığını azalması) meydana gelebilir, kemik yapısındaki bu değişim çocuklarda raşitizm olarak ( kemiklerin yumuşaması yapısal olarak zayıflaması) adlandırılır, yetişkinlerde de osteoporozun etmenleri arasındadır. Vücuttaki eksikliği zamanında giderilmez ise bu hasarlar ilerleyen zamanda kalıcı hale gelebilir ve sadece kemiklerimiz değil dişlerimiz gibi kalsiyum bulunduran yapıların gelişimini tehdit edebilir. Ayrıca eksikliği bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bu nedenle hastalık etmeninde D vitamini eksikliği düşünülen bireylerde kan değerlerinin belirli aralıklarla kontrol edilmesi önerilir.
Risk grubuna
Örnek verilebilir.
Genel referans değerimiz D vitamini düzeyimizi en az 20 ng üstünde tutmaktır. 40-60 ng arası bir düzey istenilen ideal düzey olarak adlandırılır. Güneş ışınlarından yeterince faydalanılamayan, gıdalarla alımında yetersiz kalınan dönemlerde doktor kontrolünde takviye gıda alımı önerilebilir. Yukarıda bahsettiğimiz kemik sağlığının yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, otoimmün hastalıklar, enfeksiyonlar ve D vitamini eksikliğinin ilişkisine yönelik çalışmalar mevcuttur. Soğuk algınlığı üzerindeki koruyucu etkisi covıd 19 enfeksiyonunda incelenmiş, etkinliğini fiziksel bariyeri, hücresel bağışıklığı ve kazanılmış bağışıklığı güçlendirerek gösterdiği belirtilmiştir. Bu etkisi farklı mekanizmalar üzerinden açıklanmaktadır.
Öngörülen yolaklar:
Şeklindedir.
Bazı makalelerde aldığımız D vitaminlerini en etkili şekilde kullanmak adına eş zamanlı magnezyum, K2 gibi takviyeler önerilmektedir. Nedeni aktif formuna çevrilirken vücudun mg kullanmasıdır. Mg ve D vitamini dengesi bu açıdan önemlidir. Aynı zamanda K2 ile birlikte kullanılması ise kalsiyumun kemikte toplanmasını güçlendirmektedir. Bu da osteoporoz tedavisinde ilave alınan kalsiyumun işlevini artırmaktadır.
Peki bu kadar önemli bir vitamini doktor kontrolünde almamızı gerektiren nedir? Neden kan değerlerine bakılarak bir uzman tarafından verilir? En basiti D vitamini kemik dengesini sağlayan bir hormondur. Bunu tek başına gerçekleştirmez. Farklı elemanların (hormon, mineral) rol aldığı bir sistemin parçasıdır ve bu sistem geri dönüşümlü çalışır. Yani eksiği kapatmaya veya fazlalığı azaltmaya yönelik bir denge sistemidir. Kandaki kalsiyum eksikliğini gidermek için vücut böbrekler bağırsaklar üzerinden komutlar verir kalsiyum emilimini arttırır veya azaltır. Kontrolsüz D vitamini yüklemeleri, kullanımı bu sistemi altüst edebilir. Kemik yapımına destek olmak yerine mani olabilir. Kireçlenme, böbrekte taş oluşumu bazı riskleridir. Bu nedenle kan değerlerinin ölçülerek hangi dozda ne kadar süre kullanılacağına hekim kontrolünde karar verilmesi faydayı en yükseğe çıkaracaktır. Bilinçli kullanım koruyucu etkinliği ve tedaviyi sağlar.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.