Beden Algısı Nedir? Dış Görünüşümüzle Barışmanın Yolları

Beden algısı, kişinin kendi bedenine karşı olumlu ve olumsuz duygularının kendisi tarafından değerlendirilmesidir.  Beden algısı kavramı herkeste olan bir kavramdır ve bu kavram yaşam boyu değişim gösterebilir.

Bu etkenlerden bazıları;

• Cinsiyet
• Yaş
• Vücut yapısı
• Kişinin kilogram olarak ağırlığı
• Bedenine olan duyarlılığı ve yüklediği anlam
• Medya baskısı
• Kendi çevresinde bulunan akran grupları ve toplumun dış görünüşe verdiği değer ve önem olarak sıralanabilir.

Eğer kişinin kendi vücudu ile arzuladığı, sahip olmak istediği vücut şekli arasında fark varsa bu durum bedeninden memnun olmamayı ardında getirebilir. Beden algısı bozulmuş kişilerde beden ile ilişkili memnuniyetsizlik düzeyi arttıkça, kullanılan yöntemler de bir o kadar sağlıksız ve tehlikeli olmaktadır.

• Hatalı rejimler
• Dengesiz beslenmeler
• İlaç kullanımları bunun göstergeleridir.

Bazı toplumlarda zayıflık kavramı güzelliğin, sağlığın ve cinsel olarak çekiciliğin bir göstergesi olarak yorumlanır.

Bu konu hakkında yapılan bir çalışmaya göre, zayıflık kavramı kişisel bakımı ve irade gücünü temsil etmektedir. Şişmanlık ise utanç verici ve irade olarak güçsüzlük olarak görülür. Geçmişte bu durumun tam tersi olduğu şişmanlığın ,yanakların al al olmasının zenginlik sembolü olarak görüldüğü bilinmektedir.

Zaman içerisinde beden algısına dair algılar değişse de aslında herkesin ideal beden ölçüsünde olması fikri mantık dışıdır. Bu nedenle dış görünüşlerimizle ilişkili birtakım olumsuz düşünceler geliştirmeye başlarız.Bu gibi durumların sonucunda da toplumdan kendini soyutlayabiliriz, depresyona girebiliriz, kıyafet seçimini istediğimiz şekilde yapamayabiliriz,lüzumsuz estetik ameliyatlarına başvurabilir,aynaları kendine düşman edebiliriz.

Aynalarla Nasıl Barışırım?

Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, “Sağlık, sadece hasta veya engelli olmamak değildir. Bedenen, ruhen ve sosyal yönden bütüncül bir iyilik halidir.” şeklinde tanımlamıştır.

Beden algımız  ruh sağlığımızı büyük ölçüde etkileyebilir. Dolayısıyla olumlu beden imajı, kişinin ruh sağlığına da olumlu olarak yansıyacaktır. Eğer kişinin "özgüveni" ve "benlik saygısı" düşükse kendisi hakkında negatif düşünceler besler. Sağlıklı bir beden algısına sahip olabilmek için öncelikle kişinin özgüvenimizi ve kendimize olan saygımızı yüksek tutmamız gerekir.

Her ne kadar ailemiz, çevremiz, kültürümüz,sosyal medya beden algımız için çok önemli bir etken olsa da kişi beden imgemizi kendi mutlu olcağımız şekilde belirlemeliyiz.

Kilo ve Utanç Duygusu

Kilo almış ve çevresi tarafından sürekli kilosu konuşulan biri de aslında bu utanç duygusu ile belki zayıflasa da kendi gerçek karakterini saklamak isteyecektir. Çünkü kilolu iken beğenilmediğini bilinçaltında düşündüğü için zayıflaması ile yeni bir kimliğe sahip olması gerektiğini düşünmesi de onun için normaldir.

Çevremden ve sosyal medyadan gördüğüm üzere çoğu kişi sadece zayıflamaya odaklanmış durumda. Sosyal ya da psikolojik sağlığını da düşünmemekteler. Öyle ki kiloluyum diye spora gidemeyen,istediği kıyafeti giyemeyen, arkadaşları ile buluşmayan, dışarı çıkmak istemeyen, kendisini sosyal olarak cezalandıran bireyler mevcut. Bu cezalandırma da maalesef davranış ve yeme bozukluğuna da sebep vermekte.

Nacizane önerim yoga ve ya kendinize en uygun sporu seçmek; Spor insanın bedeniyle bağ kurmasını sağlar.Beden farkındalığı oluşturur. Beden ile kurduğum bağ sayesinde bedenime iyi gelen neyse onunla beslemeyi öğrenme de bunların ardından gelir.

Sadece zayıf olmak; sağlıklı ya da güzel olmak demek değildir.Asıl önemli olan aynada kendini nasıl gördüğündür.

Konuyla ilgili size kendi hikayemden bahsedeceğim..

Çocukluk ve ergenlik dönemimde kiloca fazla bir bireydim.Kendimin bazı yönlerini eleştirir dururdum. Çocukluk ve ergenlik çağının bu dönemlerde sık görülen sorunlarından biridir zaten bozulmuş beden algısı. Benim için de durum böyleydi sıkı ders tempom ve hareketsizliğim beni daha da kilo almaya itti. Örnek verecek olursam pantolon almak benim gece uykularımı kaçıran bir durumdu asla hiçbir arkadaşımla pantolon almaya gitmezdim.Yalnız olmayı ve ya annemle gitmeyi tercih ederdim daha sonra bu durumun beni üzdüğünü ve bu duruma bir dur demem gerektiğini düşündüm.Hayatıma doğru ve sağlıklı beslenme ile sporu ekledim  şuan daha zinde ve sağlıklı hissediyorum.

Yani hepimiz aynı süreçlerden geçebiliriz ve u süreçlerin bizi üzmesine izin vermemeliyiz ruhumuza ve bedenimize iyi gelen şeyleri bulmalıyız.Çünkü yukarıda belirttiğim gibi sağlık ;bedenen,ruhen,sosyal bir iyilik halidir.